TMSF’nin Aydınlı Giyim Grubu şirketleri paylarının satış ilanı, Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, Hazine mülkiyetinde bulunan Aydınlı Hazır Giyim Sanayi ve Ticaret AŞ, PLS Marka Pazarlama Ticaret Limited Şirketi, PCU Tekstil Mümessillik Ticaret AŞ, Aydınlı Moda Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ payları kapalı teklif isteme ve açık artırma yöntemlerinin birlikte uygulanması suretiyle satışa sunuldu.
İhalede muhammen bedel 20 milyar 350 milyon lira, katılım teminatı 1 milyar 200 milyon lira, şartname ücreti 200 bin lira, veri inceleme ve tesis ziyaret ücreti 2 milyon lira olarak belirlendi.
FETÖ SORUŞTURMASI SONRASI NE OLDU
Aydınlı Giyim Grubu, 2024 yılında sonuçlanan davada, FETÖ’nün en önemli finans kaynaklarından biri olduğu tespit edilince Hazine’ye devredildi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararında, şirketlerin örgüt amaç ve faaliyetleri doğrultusunda hareket ettiği, yurt içi ve yurt dışında finansal destek sağladığı belirtilmişti.
Kararda ayrıca, dönemin CEO’su firari Ahmet Sait Kavurmacı’nın örgüt elebaşı Fethullah Gülen’e özel kıyafet diktirdiği ve bu talimatların e-posta üzerinden iletilip sonradan silindiği de yer aldı. Baba-oğul Mustafa Şevki ve Ömer Faruk Kavurmacı’ya verilen hapis cezaları ile birlikte, grup bünyesindeki 12 şirketin tüm varlıkları Hazine’ye aktarıldı.
Ahmet Sait Kavurmacı, aynı zamanda Eski İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı.
SEKTÖRDEKİ DARALMA DİKKAT ÇEKİYOR
Öte yandan Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verileri, tekstil ve hazır giyim sektörlerinde son iki yılda yaşanan daralmayı ortaya koydu. 2023 yılı mayıs ayında 61 bin 208 olan iş yeri sayısı, 2024 yılı mayısında 60 bin 16’ya, 2025 yılı mayısında ise 56 bin 442’ye geriledi. Çalışan sayısı da aynı dönemde ciddi bir düşüş gösterdi. 2023 yılı mayısında 1 milyon 67 bin 266 olan sigortalı çalışan sayısı, 2024 yılında 1 milyon 9 bin 69’a, 2025 yılında ise 913 bin 491’e düştü. Böylece son iki yılda yaklaşık 4 bin 766 iş yeri kapanırken, 154 bine yakın kişi işini kaybetti.
Sektördeki bu küçülmenin en önemli nedenleri arasında, son iki yılda uygulanan sıkı para politikası çerçevesinde yüksek enflasyon, yüksek faiz ve enflasyona paralel artmayan döviz kuru yer aldı. Yüksek üretim maliyetleri, azalan siparişler ve ihracat pazarlarında rekabet gücünün zayıflaması, firmaları zor durumda bıraktı. Döviz kurunun enflasyon karşısında düşük seyretmesi ise ihracatçının gelirini baskılarken, iç piyasada talep daraldı.
Bu ekonomik koşullar altında birçok firma konkordato ilan etmek zorunda kalırken, sektörde iflaslar da arttı. Türkiye’nin en fazla istihdam sağlayan alanlarından biri olan tekstil ve hazır giyim, finansmana erişim güçlükleri ve maliyet baskısı nedeniyle küçülmeye devam etti. Sektör temsilcileri de sıklıkla hem iç piyasa hem de ihracatın desteklenmesi için acil önlem çağrısında bulunuyor.