MHP devreye girdi: Yeni infaz yasası şart

Terörsüz Türkiye sürecine ilişkin Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, üçüncü kez toplandı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, Sakarya Milletvekili Muhammet Levent Bülbül, Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk ve Tokat Milletvekili Yücel Bulut’tan oluşan MHP üyeleri, komisyona infaz yasasıyla ilgili yeni bir öneri sundu.

Yıldız, adalet sisteminin toplum nezdinde güvenilirliğini güçlendirecek, cezaların ıslah edici yönünü öne çıkaracak ve eşitlik ilkesini tam anlamıyla hayata geçirecek yeni bir infaz kanununa acilen ihtiyaç duyulduğunu belirtti. “Toplumu suçtan korumak ve hükümlülerin yeniden suç işlemesini önlemek, ceza hukukunun temel amaçlarıdır. Ancak mevcut düzen, farklı suç tarihlerinde verilen kararlar arasında ciddi çelişkiler yaratarak eşitlik ilkesini zedelemektedir” diyen Yıldız, hem yargı mercilerinin hem de kamuoyunun anlayabileceği sade, anlaşılır ve adil bir sistemin hayata geçirilmesinin zorunlu olduğunu ifade etti.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, komisyonda yaptığı açıklamada şunları ifade etti:

“Toplumun tamamını kucaklayan, temel hak ve özgürlükler alanını genişleten adımlar atılırken yeni bir dil inşa etmek zorundayız.

Cezanın amacı; toplumu suçtan korumaktır.

Islahın amacı; hükümlü veya tutuklunun tekrar suç işlemesini önlemektir.

Bu iki amaç birlikte değerlendirilerek makul bir sonuca varılır.

İnfazın temel ilkelerini hatırlatmak gereği duydum.

TEMEL İLKELER VE İNSAN ONURU VURGUSU

Bilindiği gibi; ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kurallar hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefi inanç, milli veya sosyal köken veya siyasi veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanır.

Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz.

Hükümlü ve tutuklu sayısının 420 Bini geçtiği bu günlerde Tutuklamayı tarif etmek istersek kısaca şunları söyleyebiliriz.

Yargılama sürecinin sıhhati ve maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak şekilde ortaya çıkarılması için şüpheli veya sanığın hürriyetinin tedbir olarak kısıtlanmasıdır.

Katalog suçlar da, kuvvetli suç şüphesi ve somut delillerin varlığı tutuklama nedenidir.

Bazı Siyasi Partiler karşı çıkmış ancak yapılan yargı reformlarıyla tutuklamalara dikey itiraz yolu açılmıştır.

Tutuklama ağır bir tedbir olsa da kural olarak masumiyet karinesini ortadan kaldırmaz.

Tutuklamanın bir araç olduğu, geçiciliği ve orantılı olması izahtan varestedir.

Özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili mevzuat ve uygulama temelinde bir çok reforma imza atılmış ancak daha yapacağımız işlerimiz var.

İnfaz hukuku, ceza yargılamasının bittiği yerde başlar.

“YAMALI BOHÇA” BENZETMESI

Önümüzdeki günlerde en çok duyacağımız kelime infaz ve infaz hukuku olacaktır.

Her zaman söylediğimiz gibi yamalı bohçaya dönmüş infaz kanununu yeni baştan yapmalıyız .

İnfaz sistemi içerisinde farklı mekanizmaların aynı şahıslar üzerinde uygulanması sistemi karmaşık hale getirmiş, güveni azaltmıştır.

Bize düşen görev ; hem hakim, savcı, avukat gibi uygulayıcıların hem de hükümlerin anlayabileceği karmaşık olmayan, oldukça sade, anlaşılabilir cezanın ıslah edici fonksiyonlarını gözeten, infaz eşitliğini ve adaletini sağlayacak ve daha sonra da değiştirmeye ihtiyaç duyulmayacak bir infaz kanunu yapmak olmalıdır.

31 Temmuz 2023 tarihi ile ilgili düzenleme, uygulamada bir çok sorunu da beraberinde getirmiştir.

Suç tarihleri aynı olmasına rağmen gerek Yargıtay, gerek istinaf gerekse ilk derece mahkemelerinde farklı tarihlerde verilen kararlar sebebiyle suç tarihleri aynı olmasına rağmen anayasadaki eşitlik ilkesine de aykırı şekilde farklı infaz rejimlerinin uygulanmasına neden olmuştur.

Büyük adaletsizlik yaşanmaktadır. İnfaz hukukunda temel amaç, hüküm giymiş suç faillerinin belirlenen ceza miktarına göre bir süre toplumdan uzaklaştırılması ve bu surette toplumun suç ve suçlulara karşı korunması, hükümlülerin yeniden suç işlemesinin engellenmesi, topluma kazandırılmalarının teşvik edilmesi ve kanunlara duyarlı hale gelmelerini sağlamaktır.

Dünyanın birçok ülkesinde hükümlülerin mahkûm oldukları hapis cezalarının bir kısmı ceza infaz kurumlarında, kalan kısmı ise topluma uyum sağlamaları amacıyla ceza infaz kurumları dışında infaz edilmektedir.

Şartlı tahliye ya da koşullu salıverilme olarak nitelendirilen bu müessese, ülkelerin ceza ve infaz politikalarına göre farklı koşul ve sürelerle uygulanmaktadır. Örneğin, İngiltere, Finlandiya, İtalya ve Polonya’da kural olarak hapis cezalarının yarısı ceza infaz kurumlannda infaz edilmekte iken, bu oran Belçika’da üçte bire kadar düşmektedir.

Ülkemizde kural olarak hapis cezalarının yarısı, bazı suçlar bakımından ise üçte ikisi veya dörtte üçü ceza infaz kurumunda infaz edilmektedir. Bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu açıktır.”

Odatv.com

Related Posts

Muharrem İnce, Özlem Çerçioğlu’nu mu işaret etti?

İnce, “Kendinden olanı, kendine geçeni ne yaparsa yapsın korumaya, kollamaya, kayırmaya yönelik kurulan adil değil adi bir düzendir” dedi.

Yunanistan’da Filistin destekçileri İsraillileri taşıyan gemiyi protesto etti

Yunanistan Komünist Partisinin (KKE) üye ve üst düzey yöneticileri, çeşitli sol gruplar, sendikalar ile Filistin yanlısı aktivistlerden oluşan kalabalık, İsrailli gemi yolcularının karaya çıkmasını engellemek amacıyla limanda toplandı. Yaklaşık 500 …

Evsizlere karşı orduyu çağırmıştı: Trump’ın Ulusal Muhafızları göreve başladı

ABD ordusuna bağlı Ulusal Muhafız birlikleri, ABD Başkanı Donald Trump’ın kentteki evsizler ve şiddet olaylarından şikayet etmesinin ve emri verdiğini söylemesinin ardından başkent Washington’a konuşlandırıldı. Bu kapsamda Ulusal Muhafızlar …

Sosyetenin üç gün üç gecelik partisi

Tuvana Büyükçınar ve Selim Demir, 50’nci yaşlarını ve 17’nci evlilik yıl dönümlerini Fethiye’de bir otelde üç gün üç gece süren bir davetle kutladılar.

Suriye’de Arap kabileleri SDG’ye karşı seferberlik ilan etti

Al Boubna al-Shaabanie kabilesinin temsilcisi Sulaiman al-Mashi, “Düşmanlar henüz kılıçlarını kınına koymadı” dedi ve aksi yönde bir açıklama yapılana kadar “genel seferberlik” ilan etti. Shaabanie’nin çağrısına Al-Bu Jabr klanı da harekete katıldı …

ABD’den üs atağı: Atina’yı Pentagon’a çevirdi

ABD, Yunanistan’ı üslerle donatmaya devam ediyor. Atina ile yapılan askeri anlaşmalar genişletilirken, uzmanlar yeni bir Soğuk Savaş atmosferine dikkat çekiyor.